2024’te Kurum Kültürünün Önemi
Ekonomideki negatif gelişmeler, küresel krizler, dünyadaki savaş ve değişen ekosistem, şirketleri gün geçtikçe zorluyor. Bu zorlu günlere karşı öngörülü ve tedbirli olan liderler, şirketlerini belirledikleri hedeflere ulaştırmak amacıyla da belirli stratejiler geliştiriyorlar. İşte böyle dönemlerde organizasyonların sürdürülebilirliği için daha çevik, dinamik ve deneyimli bir yönetim ekibi ile var olmak şirketlerin “yönetişimi” açısından büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte karşılaşılan en kritik hataların temel sebebinin yönetim kadrolarındaki değişimler ve bunun yansıması olarak organizasyon kültüründeki uyuşmazlıkların olduğunu söyleyebiliriz.
Bu etkenlerin ise organizasyonları ve iş dünyasını 2024 yılında önemli bir dönüşüm sürecine sokacağına işaret ediyor. Bu süreçte, şirketlerin başarısı, etkili bir kurum kültürü oluşturabilmelerine ve bu kültürü gelecek vizyonlarıyla bütünleştirebilmelerine bağlı olacak. Kurum kültürü, şirketlerin sadece iç dinamiklerini değil, dış dünyayla olan etkileşimlerini de şekillendirecek. Araştırmalar gösteriyor ki kapsayıcı kültür yapısı oluşturan organizasyonlar daha çevik ve daha istikrarlı hareket etmektedir. Son 5 yıllık dönemde Türkiye’de birçok organizasyon zorluklarla mücadele ederken, kapsayıcı organizasyon kültürüne sahip şirketler zorlu koşullarda daha çevik kalabildiklerini söylüyorlar. Bu çeviklik şirket çalışanlarının yüksek motivasyonu ve aidiyeti ile yönetimler hedeflerine ulaşmak için emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Çalışan bağlılığını arttırıcı ve sürdürülebilir bir ekosistem için kapsayıcı bir kültür inşa etmek gerekiyor. Özellikle işe yeni başlayanların yoğun olduğu, yeni bir yapılanma, bölümler arası rotasyon gibi önemli değişim süreçlerinde, bu durumu gerek liderler gerekse çalışan ekipler ile doğru zaman ve doğru yöntemlerle, açık iletişim ve ortak kültür dili ile ifade ederek yönetmenin son derece kritik olduğu gözlemlenmektedir. Araştırmalara göre, işten ayrılma sebepleri içinde ciddi bir oranda, adaptasyon sorunları ve kültürel uyuşmazlıklar olduğu görülüyor. Profesyoneller işe alım süreci boyunca yönetim kadrosunun, genel organizasyon yapıları ve kültürleriyle ilgili yeterince şeffaf bir yaklaşımda bulunmadıklarını belirtiyor.
Diğer taraftan ise kurumun kültürü hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan, süreçlerde yüzeysel kalan liderler, yönettikleri fonksiyonlar özelinde yanlış kararlar alabiliyor. Mevcut yapıda görevlerine devam etmeme kararı almaları durumunda ise yönetimi zora sokabiliyorlar.
Kapsayıcı bir kültür inşa etmek, en önemli anahtar. Kapsayıcılık sadece etik bir değer olarak kalmamalı, zorlu koşullara hazırlanırken stratejinin de temelini oluşturmalıdır. Unutmayalım ki farklılıklar zenginliktir. Çeşitliliğin ve kapsayıcılığın temellerinin oturtulduğu yapılar ise daha sağlam, daha güçlü olmaktadır.
2024 yılı, kurumlar için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor. Bu dönemde, kurum kültürünün ve İK süreçlerinin etkili yönetimi, işletmelerin başarısını belirleyecek temel faktörler arasında yer alıyor. Geleceğe dönük stratejilerin ve yönetim yaklaşımlarının, bu yeni düzenin gerekliliklerine uygun şekilde şekillendirilmesi gerekiyor. Kurumların bu değişimi benimseyerek adapte olmaları, gelecek vizyonlarını gerçekleştirmelerinde kritik bir rol oynayacak. Unutmamak gerekir ki, artık tüm çalışanlar çalışacakları organizasyondaki kapsayıcılık ve politikalara göre tercihlerde bulunuyorlar. Zorlu dönemlerde şirketlerin ayakta kalması, yönetimlerin belirledikleri hedeflere ulaşabilmeleri, organizasyonun geleceği ve sürdürülebilirliği için “Kültür” en bağlayıcı unsur olarak öne çıkmaktadır.